22 Mayıs 2020 Cuma

Berlin, Londra ve Düsseldorf Hastaları HIV’den Nasıl Kurtuldular?


Berlin, Londra ve Düsseldorf Hastaları HIV’den Nasıl Kurtuldular?

 

Tamamen iyileşen ilk HIV pozitif hasta olan Berlin hastasından (Timothy Ray Brown) sonra, 2 kişinin daha HIV’den tamamen kurtulduğu haberi geldi. Berlin Hastası’ndan sonra Londra Hastası ve Düseldorf Hastası da HIV’den kurtulmuş durumdalar. Oldukça heyecan verici bu haberleri sizin için inceledik.

 

Önümüzdeki birkaç yıl boyunca, bu hastaların kan ve doku örneklerinde HIV izi bulunamazsa, her iki hastanın iyileştiği bildirilebilir. Bu durum gerçekleşirse, bu hastaların kan ve doku örneklerinde önümüzdeki birkaç yıl boyunca HIV izi bulunamazsa, toplam üç HIV hastası tedavi edilmiş olacak.




HIV Pozitif Olan Diğer İnsanlar Ne Olacaklar?

Nadir Delta-32 mutasyonuna sahip kök hücre nakli kullanarak HIV ile yaşayan insanları iyileştirmek için başka girişimler de olmuştur. Bu kök hücrelerden kaynaklanan bağışıklık sistemleri, HIV tarafından CCR5 (R5) adı verilen bir yardımcı reseptöre sahip değildir ve çoğu HIV türüne karşı dirençlidir. Geçmişte, bu girişimlerin birçoğu, genellikle insanlar kanserden kaynaklanan komplikasyonlardan öldüğü için başarısız olmuştur (kök hücre nakli tehlikeli olabileceğinden, bu girişimlere kanserli HIV pozitif kişiler kaydedilmiştir). Bununla birlikte, Delta-32 kök hücre nakli ile başka deneyler gerçekleştirilmiştir ve önümüzdeki beş ila 10 yıl içinde bilim adamları tarafından bir avuç insanın dokularında ve kanında hiçbir HIV izi bulunmaması durumunda tedavi edilebileceği açıklanabilir.

Kök Hücre Nakli

Kök hücrelerin nakilleri tehlikelidir çünkü alıcının bağışıklık sisteminin nakilden önce ve nakilden sonra önemli ölçüde zayıflaması gerekir. Bu tür nakiller pahalıdır, kapsamlı tıbbi bakım ve izleme gerektirir ve Delta-32 mutasyonuna sahip donörler (organ bağışlayıcılar) az sayıdadırlar. HIV tedavisi deneylerinin yapıldığı araştırma ortamlarında, Delta-32 mutasyonuna sahip kök hücre nakilleri genellikle yalnızca HIV pozitif kişilerin birkaç kemoterapi ve/veya radyasyon kürüne cevap vermeyen hayatı tehdit eden kanserlere sahip olduğu bazı durumlar için ayrılmıştır. Peki, bilim insanları gelecekte daha fazla HIV hastalığına güvenle uygulanabilecek Berlin, Londra ve şimdi de Düseldorf hastalarıyla yapılan deneylerden ne öğrenebilirler? Değişiklikler görülebilecek bazı alanlar şunlardır:

Kondisyon Rejimleri

Kondisyon rejimleri, bir kişinin bağışıklık sisteminin büyük ölçüde zayıflaması için bir kök hücre nakli almadan önce kullanılır. Bu, kişinin bağışıklık sisteminin kök hücrelere saldırmaması için gereklidir. Kondisyon rejimleri aynı zamanda HIV ile enfekte olmuş hücrelerin ve kanserli hücrelerin yok edilmesine yardımcı olabilir.


Berlin Hastası’nın aldığı hayatı tehdit eden kanser, kemoterapi, kondisyon rejimi, kök hücre nakilleri ve bağışıklık baskılayıcı tedavilerin kombinasyonu yoğundu ve hasta daha sonra birkaç yıl boyunca zayıfladı. Bununla birlikte, Londra hastasına, Berlin hastasından “daha ​​hafif bir kondisyon rejimi” verilmiş olması, olumlu bir durumdur. Bu, gelecekte, bir kök hücre nakli, kondisyon rejimi ve diğer bağışıklık baskılayıcı tedavinin kombinasyonundan sonra daha fazla insanın hayatta kalabileceğini ve sonunda gelişebileceği anlamına gelebilir.


Bazı araştırmacılar, kondisyon rejimlerinde kullanılan geleneksel kemoterapi yerine, daha hedefe yönelik ve daha güvenli tedavilerin düşünülebileceğini öne sürmüştür. Örneğin, bazı bilim insanları, kondisyon rejimleri için yüksek özellikli antikorların kullanılmasını önermektedir. Bu antikorlar laboratuvarda geliştirilmiş ve fare ve maymunlarla yapılan deneylerde kullanılmıştır. Antikorlar, bağışıklık sisteminin anahtar hücrelerini hedefler ve devre dışı bırakarak bağışıklık sisteminin CD117 adı verilen hücreleri üzerindeki bir proteini hedefler. Kanser olan HIV negatif kişilerde bu antikorlarla yapılan ön klinik çalışmalar devam etmektedir. HIV negatif insanlarda CD117 hücrelerini hedeflemenin, güvenli ve etkili bir kondisyon terapisi formu olması durumunda, kök hücre nakli alacak olan bazı HIV pozitif insanlarda test edilecektir. Bununla birlikte, hala insanlarda bu antikorlarla çalışılması gereken sorunlar vardır, örneğin:

 

·         CD117 hücresini inhibe etmenin kemik iliği ve bağışıklık sistemi hücreleri üzerindeki tüm etkileri nelerdir?

 

·         Kemik iliği hücrelerine ek olarak, vücutta yaygın olarak dağıtılan mast hücreleri adı verilen bir grup hücrede CD117 bulunur. CD117'ye saldıran antikor yoluyla aktivitelerinin bozulması bu mast hücrelerinin içinde bulunduğu dokuları etkileyebilir.

 

·         Ayrıca CD117, merkezi sinir sisteminin bazı hücreleri ve bağırsak, böbrekler vb. gibi geniş bir doku yelpazesinde bulunur. Araştırmacılar, CD117 antikorunun bu hücreler ve dokular üzerindeki etkileri konusunda şimdilik emin değiller.

Bu nedenle, HIV negatif kişilerde bu antikor ile yapılan hem pilot hem de büyük çalışmalardan ayrıntılı sonuçlar beklenmektedir.




Organ Nakli Sonrası Ortaya Çıkan Konakçı Hastalık (GvHD)

Hücre, doku veya organ naklinden sonra, bir dereceye kadar GvHD'nin meydana gelmesi yaygındır. Bu gibi durumlarda, yeni bağışıklık sistemi vücudun bazı bölgelerine saldırır. Gerekli müdahaleler yapılmaz ise, GvHD'nin hayatı tehdit edici sonuçları olabilir. Bağışıklık sistemini baskılayan nakil ilaçları GvHD'nin kontrolüne yardımcı olmak için kullanılabilir.

 

Bazı araştırmacılar, kök hücre nakli alan HIV pozitif kişilerde bir dereceye kadar GvHD'nin yararlı olabileceğini düşünmektedir. GvHD, Berlin, Londra ve Düseldorf hastalarında bağışıklık sisteminin HIV ile enfekte olmuş hücrelerin vücudundan atılmasına yardımcı olmada rol oynamış olabilir. HIV pozitif insanlarda kök hücre nakli ve GvHD ile ek araştırma ve deneyler, GvHD'nin HIV tedavisi çalışmalarındaki rolünü açıklığa kavuşturmak için gereklidir.


Delta-32 Mutasyonu ve Diğer Yaklaşımlar

Daha önce belirtildiği üzere, Delta-32 mutasyonu, yardımcı reseptör CCR5 (R5) içermeyen hücrelerle sonuçlanır. Bu yardımcı reseptörü olmayan hücreler, çoğu HIV türüne karşı dirençlidir.


HIV pozitif kişilerin nadir Delta-32 mutasyonuna sahip olmayan bir donörden alınan kök hücre nakli aldığı diğer vakalarda (Berlin, Londra ve Düssldorf hastaları hariç), bazen HIV'de geçici bir remisyon meydana geldi (yani HIV vücutta bir üre çoğalmadan kalır). Bu sonuç, Delta-32 mutasyonunun başarılı uzun süreli remisyonun ve HIV tedavisinin, kritik bir yönü olduğunu kuvvetle göstermektedir.

Bununla birlikte, mutasyon nadirdir ve halihazırda kullanılan tekniklerle rutin bir prosedür olarak kök hücre nakilleri kullanmak olası değildir. Daha olası olan, önümüzdeki on yıl içinde bir HIV tedavisine farklı yaklaşımların test edileceğidir. Bu yaklaşımlardan bazılarında aşağıdakiler yapılmaya çalışacaktır:

·         Bir kişinin bağışıklık sistemini, CCR5 yardımcı reseptörünü eksprese etmeyi durdurmalarına neden olarak, çoğu HIV türüne karşı dirençli hale getirmek için gen terapilerini kullanmak,

 

·         Bağışıklık sisteminin CAR-T hücre terapisi (kimerik antijen reseptörü) ve köprü benzeri reseptör agonistleri gibi tekniklerle, HIV ile enfekte olmuş hücreleri tanıma ve öldürme yeteneğini arttırmak,

 

·         Alfa4Beta7 reseptörleri gibi HIV veya bağışıklık sisteminin hücreleri üzerindeki bazı reseptörleri hedefleyen yüksek etkili antikorlarla bağışıklık sistemine yardımcı olunması.

 

HIV Tedavisi Araştırmalarından Ne Beklenir?

Kısa vadede, halen devam etmekte olan HIV tedavisi deneylerinden elde edilen sonuçlar, önümüzdeki beş yıl içinde sunulacaktır. Bu deneylerin bazıları, Delta-32 mutasyonuna sahip donörlerden kök hücre nakillerini de içermektedir. Diğer deneyler, gen terapisi veya daha önce bahsedilen yaklaşımların bir kombinasyonu yoluyla Delta-32 mutasyonu ile aynı sonucu denemeye ve etkilemeye çalışır.


Umarım tüm bu deneyler güvenlidir ve en azından bir dereceye kadar etkinlik gösterir. Araştırmacılar, bu deneylerden öğrenecek, bir HIV tedavisine yaklaşımlarını geliştirecek ve daha sonra klinik çalışmalarla ilerleyecekler. Dolayısıyla, önümüzdeki on yılda bir miktar ilerleme kaydedilmelidir.


Bu arada, HIV pozitif kişilerin sağlıklı kalmaları önemlidir, böylece bu klinik çalışmaların bazılarına kaydolmayı seçmeleri durumunda, mümkün olan en iyi durumda olmalıdırlar. İnsanlar HIV tedavisi için gönüllü olmadıkça, tedavi bulma çalışmalarında ilerleme kaydedilemez.


Kaynaklar:
Kanada HIV Tedavi Teşkilatı (CanCURE)

By Sean R.Hosein

Interpreter : HIV Turkey (Can Akdeniz Aesculapius)

 

Kaynak: https://www.catie.ca/en/treatmentupdate/treatmentupdate-231/hiv-cure-research/beyond-berlin-london-and-duesseldorf-patients

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder